-
1 serbest vuruş
-
2 serbest vuruş
спорт. -
3 serbest vuruş
n. free kick, place kick -
4 serbest vuruş
(futbol) free kick -
5 serbest
serbest bölge Freihandelszone f;serbest dolaşım Freizügigkeit f (der Arbeitskräfte in der EU);serbest piyasa ekonomisi freie Marktwirtschaft;-i serbest bırakmak freilassen A;serbest meslek freie(r) Beruf;serbest vuruş Freistoß m -
6 serbest
,-ti 1. free, unrestricted. 2. open, unobstructed. 3. unconstrained, at ease. 4. unconfined, free to roam. 5. freely, without hindrance. 6. (woman) who behaves in too free-and-easy a way around men. - güreş catch-as-catch-can wrestling, catch-as-catch-can. - meslek sahibi 1. self-employed person. 2. self-employed (person). - vuruş soccer free kick. -
7 place kick
serbest vuruş -
8 place kick
serbest vuruş -
9 свободный
1) özgür, hürсвобо́дный наро́д — özgür millet
свобо́дный челове́к — özgür insan
свобо́дное разви́тие ли́чности — kişiliğin özgürce gelişmesi
2) врз serbest; boş; açıkсвобо́дный прое́зд — serbest geçiş
вход свобо́дный — giriş serbesttir
свобо́дное такси́ — boş taksi
свобо́дные мане́ры — serbest tavırlar
свобо́дные зе́мли — boş topraklar
свобо́дное паде́ние — физ. serbest düşme
в свобо́дное вре́мя — boş zamanlarda
в свобо́дное от рабо́ты вре́мя — görev dışında
телефо́н не свобо́ден — разг. telefon meşguldür
сего́дня я свобо́ден — bugün boşum / serbestim
э́то ме́сто свобо́дно? — bu yer boş mu?
свобо́дная прода́жа — serbest satış
свобо́дная конкуре́нция — serbest rekabet
свобо́дный от тамо́женного обложе́ния — gümrükten muaf, gümrüksüz
свобо́дный от ва́хты — мор. vardiya dışı kalan
свобо́дная до́лжность — açık / boşalmış memuriyet
в вы́боре профе́ссии ты свобо́ден — meslek seçmekle serbestsin
вы свобо́дны (можете идти) — siz çekilebilirsiniz
3) ( просторный) ferah, geniş; bol (об одежде, обуви)••ли́ца свобо́дных профе́ссий — уст. serbest meslek sahipleri / erbabı
свобо́дный бросо́к (в баскетболе) — serbest atış
свобо́дный уда́р (в футболе) — serbest vuruş, frikik
(про)би́ть свобо́дный (уда́р) — спорт. frikik çekmek
мяч ушёл на свобо́дный — спорт. top avuta gitti
статья́ не свобо́дна от недоста́тков — yazı kusurdan ari değildir
-
10 удар
darbe* * *м1) darbe, vuruş; yumruk (-ğu) ( кулаком)уда́р ного́й — tekme
уда́ры се́рдца — kalp atımları
раке́тный уда́р — füze / roket darbesi
я́дерный уда́р — nükleer darbe
бы́стрые ре́зкие уда́ры (в боксе) — seri ve sert yumruklar / darbeler
си́льные уда́ры ле́вой и пра́вой — şiddetli sol ve sağlar
два сильне́йших уда́ра пра́вой — iki müthiş sağ
он заби́л э́тот гол уда́ром с 20 метров — bu golü 20 metreden attığı şutla yaptı
свобо́дный уда́р (в футболе) — frikik, serbest vuruş
уда́р голово́й (в футболе) — kafa vuruşu
уда́р прямо́й пра́вой (в боксе) — sağ direkt
уда́р электри́ческого то́ка — elektrik / cereyan çarpması
одни́м уда́ром клю́ва — bir gagada
свали́ть кого-л. одни́м уда́ром — birini bir yumrukta yere sermek
он ру́хнул (наземь), как ста́рый дуб под уда́ром мо́лнии — yıldırım çarpmış kart meşe gibi yere yıkıldı
нанести́ кому-л. уда́р — birine darbe indirmek
нанести́ кому-л. уда́р — тж. перен. birini arkadan vurmak
2) sesуда́ры ко́локола — çan sesleri
с уда́ром го́нга — gong çalmasıyla
3) воен. darbe, taarruzгла́вный уда́р — asıl taarruz
нанести́ уда́р по проти́внику — düşmana darbe indirmek
4) перен. sille; darbeиспыта́ть уда́р судьбы́ — kaderin sillesini yemek
после́дний уда́р был о́чень тяжёл для неё — kadının yediği son darbe çok ağırdı
••спортсме́н был в уда́ре — sporcu en iyi formundaydı
быть под уда́ром — tehlikede olmak
ста́вить кого-что-л. под уда́р — tehlikeye sokmak / koymak
одни́м уда́ром двух за́йцев уби́ть — bir taşla iki kuş vurmak
-
11 Freistoß
-
12 free kick
frikik [spor.], serbest vuruş -
13 free kick
frikik [spor.], serbest vuruş -
14 frikik
2) (sl) ( eteğin açılmasıyla bacağın görünmesi)\frikik yakalamak das nackte Bein sehen -
15 Freistoß
m.frikikm.serbest vuruş -
16 Freistöße
pl.frikikpl.serbest vuruş -
17 endirekt
indirect. - destek mil. indirect support. - gözetleme mil. indirect observation. - muhabere mil. indirect communication. - serbest vuruş soccer indirect free kick. -
18 rap
hafifçe vurus, tiklama; zilgit, firça, azarlama; ceza; tepki, elestiri; rep; nebze; hafifçe vurmak; rahat ve serbest bir sekilde konusmak; siddetle elestirmek, kinamak
См. также в других словарях:
serbest vuruş — is., sp. Bir oyuncunun kural dışı davranışta bulunması üzerine, kural dışı davranışın yapıldığı noktadan karşı takım oyuncularının yaptığı vuruş, frikik … Çağatay Osmanlı Sözlük
serbest — sf., Far. serbest 1) Hiçbir şarta bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, erkin 2) Tutuklu veya bağımlı olmayan, özgür, hür 3) Zamanını istediği gibi kullanabilen, yapacak bir işi olmayan Öğleyin serbestim, gelebilirsin. 4) Bazı kurallara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
vuruş — is. 1) Vurma işi veya biçimi Bazen kalbinin hafif ve sık çarpıntıları arasında ansızın tokmak gibi vuruşlar var. P. Safa 2) müz. Bir ölçüyü oluşturan eşit sürelerden her biri, darp İki vuruşu olan ölçü. 3) tek. Bir kuvvetin etkileme süresi ile… … Çağatay Osmanlı Sözlük
frikik — is., ği, sp., İng. free kick 1) Serbest vuruş 2) argo Giysinin kazara açılmasıyla göğüs veya bacağın görünmesi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller frikik vermek frikik yakalamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
köşe atışı — is., sp. Futbol, hentbol ve su topunda bir oyuncu, topu kendi kale çizgisi dışına çıkardığında karşı taraf lehine kale çizgisi ile yan çizgisinin kesiştiği noktadan verilen serbest vuruş hakkı, köşe vuruşu, korner, korner atışı, korner vuruşu … Çağatay Osmanlı Sözlük